Mide Kanseri
İçerik güncelleniyor......
Mide fıtığı tıp literatüründe midenin üst kısmının yemek borusuna doğru sarkması olarak tanımlanmaktadır. Bu durum midenin üst kısmındaki kasların çeşitli nedenlerle gevşemesi sonucunda açığa çıkmaktadır.
Özellikle ileri yaş hastalığı olarak tanımlanan mide fıtığı problemi 50 yaş üzerindeki kişilerde %65 oranında görülmektedir. Genellikle herhangi bir semptoma neden olmazken bazı kişilerde reflüye yol açabilmektedir.
Mide fıtığının nedenleri her hastada farklı şekillerde gelişmektedir ve genellikle aşağıdaki faktörler neden olarak sıralanabilmektedir;
Mide fıtığı başlangıç evresinde herhangi bir şikayete yol açmazken ileri evrelerde ya da gelişmiş fıtıklarda birçok semptomun açığa çıkmasına neden olabilmektedir. Endoskopi uygulaması ile basit bir şekilde tanısı konulan mide fıtığının değerlendirilmesi ve en uygun tedavi yönteminin uygulanması için ayrıntılı bir tedavi planlaması yapmak gerekmektedir.
Endoskopi uygulaması; özel bir şekilde tasarlanmış ışıklı bir cihaz ağız yolu ile mideye gönderilmekte ve bir ilaç yardımı ile yemek borusu, mide ve bağırsakların röntgenlerinin çekilmesidir. Mide fıtığı belirtileri nedeni ile doktora başvuran hastaların endoskopik yöntemler ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıntılı bir şekilde muayene edilmeyen hastalarda yanlış tedavi uygulamaları çok daha ciddi sağlık problemlerine neden olabilmektedir.
Mide fıtığı problemi yaşayan kişilerin büyük bir çoğunluğunda aynı zamanda reflü problemi de yaşanmaktadır. Bununla birlikte hem mide fıtığının hem de reflü probleminin neden olduğu semptomlar hastanın günlük yaşamında gerçekleştirdiği faaliyetleri sekteye uğratmakta, uyku düzenini bozmakta ve yaşam kalitesini düşürmektedir.
Mide fıtığı tedavisi öncesinde mutlaka fıtığın konumu ve büyüklüğünün ölçümlenmesi amacı ile endoskopik değerlendirme gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte fıtık oluşum nedenlerinin saptanması da gerekmektedir. Sindirim sisteminde anatomik yapı bozulmaya uğramış olduğu için sadece ilaçla tedavi uygulaması başarı sağlamamakta bu nedenle mutlaka hastanın yaşam tarzında birtakım değişiklikler uygulaması gerekmektedir.
Yüksek yastıkta uyuma, yemek yedikten hemen sonra uzanmama, dar kıyafetler ile korse ve kemer kullanmama, baharatlı, tuzlu ve yağlı yiyeceklerden kaçınma, alkol ve sigara alışkanlıklarının bırakılması da tedavi sürecinde uygulanması gereken noktalardır. Aynı zamanda mide asidini kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar ve takviye ilaçlar da mide fıtığı tedavisinde kullanılmaktadır. İlaçla tedaviye cevap vermeyen problemlerde ise cerrahi müdahaleye başvurulmaktadır.
Mide fıtığı hastalığı mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemidir. Fıtık büyüdükçe şikayetler artacak ve tedavi süreci de zorlu ve uzun geçecektir. Öyle ki mid asidinin yemek borusuna sürekl teması yemek borusu kanserine dahi neden olabilmektedir. Özellikle ses kısıklığı ve yoğun öksürük şikayetleri yaşayan hastaların mutlaka ertelemeden doktora başvurmaları gerekmektedir.
Mide fıtığı ameliyatı günümüzde laparoskopik cerrahi yöntemlerine başvurularak uygulanmaktadır. Endoskopi ile fıtığın konumu ve büyüklüğü belirlendikten sonra planlanan cerrahi operasyon sürecinde laparoskopik yöntem daha az risk faktörü taşıması bakımından sıklıkla tercih edilmektedir. Öyle ki büyük kesiler açılmaması he iyileşme sürecini kısaltacak ve daha konforlu bir hale getirecektir. Bununla birlikte kanama, ağrı ve enfeksiyon gibi risk faktörlerinin de önüne geçilmektedir.
Günümüzde teknolojinin ve tıp alanındaki araştırmalar kılavuzluğunda laparoskopik yöntemler ile uygulanan mide fıtığı ameliyatları sıklıkla başarılı bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Ancak bazı hastalarda bu ameliyat sonrasında yutma güçlüğü, geğirme ya da kusmada güçlük, midede kramp ve ağrı gibi problemler yaşanabilmektedir. Ancak bu komplikasyonlar genellikle birkaç ay sonrasında normale dönmektedir.
Aynı zamanda mide fıtığı ameliyatı sürecinde anesteziye bağlı sorunlarla birlikte, kanama, bağırsak düğümlenmesi gibi ciddi problemler de yaşanabilmektedir. Ancak bu komplikasyonların önüne geçmek adına mutlaka alanında uzman ve tecrübeli doktorlara başvurmak gerekmektedir. Bununla birlikte ameliyat sonrası düzenli ve sağlıklı beslenme ilkelerine de mutlaka dikkat edilmelidir.
Mide fıtığı ameliyatı sonrasında gerek hastanede kalış sürecinde gerekse evde istirahat sürecinde sağlıklı bir beslenme programına uyulmalıdır. Öncelikle günde 3 - 4 öğün içecek tüketilmeli, çok sıcak ya da çok soğuk içeceklerden kaçınılmalı, gazlı içeceklerden kesinlikle kaçınılmalıdır.
İkinci evrede mutlaka yumuşak gıdalar tüketilmeli ve çiğneme alışkanlıklarının geliştirilmesi gerekmektedir. Gaz oluşumuna neden olabilecek gıdalardan kaçınılmalıdır. Ameliyattan sonra yaklaşık iki ay boyunca dikkatli bir şekilde beslenmek ve besin seçimi yapmak gerekmektedir.
Mide fıtığı ile reflü birbirlerinin neden sonucu olabilecek nitelikte problemlerdir. Mide fıtığı olan hastaların çoğunda mutlaka reflü problemi de yaşanabilmektedir. Midenin yemek borusu ile birleştiği kısımdaki kasların sağlık durumu ile ilgili olan her iki problemin nedenleri de büyük benzerlik taşımaktadır. Bu nedenle gerek reflü gerek mide fıtığı şikayetlerinin mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.