Öncelikle reflünün ne olduğunu ifade etmekte büyük yarar var. Reflü sindirim sistemi içerisinde veya akışı olan bir sistem içerisinde akışın tek tarafa doğru gitmesi gereken bir yönde devam ediyor olmasıdır. Geriye dönüşler geriye kaçışlar reflü olarak tanımlanır. Örneğin yemek borusundan miğde, mideden on iki parmak gibi giden sindirim sistemi akışı geriye doğru kaçarsa örneğin mide yemek borusuna veya on iki parmak bağırsağından mideye, bunların hepsine reflü diyoruz. Aynı şey üriner sistemde. İdrarın geriye kaçışına da ürünler reflü idrar reflüsü olarak ifade edilebilmektedir. Bizim burada bahsetmeye çalıştığımız genelde yani mide içeriğinin ve mide asidinin yemek borusuna geri kaçması ve bundan kaynaklanan semptomlar yumağı ve bunun getirmiş olduğu reflü hastalığıdır. Tabii bir Baktığımızda rastlanma sıklığı açısından bizim gördüğümüz hastalar aslında bize gelen hastalar çok küçük bir miktarını teşkil eder reflü hastalarının. Tıpkı bir asberg gibi aslında suyun altında kalan kısım çok daha büyüktür. Şöyle bir oran verebilirim. Toplumda görülme sıklığı reflünün reflü hastalığının yüzde yirmilere kadar varmaktadır. Oldukça yoğun bir reflü hastalığı ve reflü hastası toplumda mevcuttur. Dereceleri var. Kimisi günlük reflü deneyimini hafta içerisinde birkaç kez olabilir veya her gün bu reflünün vermiş olduğu birtakım semptomlarla günlerini geçirmeye çalışırlar. Reflü semptomları başlıca üç grupta inceleniyor. Tipik semptomlar var. Bunlar Geğirme gibi. Iman tahtası dediğimiz bölgede retro sistemler yanmanın olması, ekşime diye tabir ettiğimiz hastalığın olması. Semptomların olması. Bunun yanında atipik semptomlar var. Yani bundan diş çürümesinden tutun da kulak ağrıları, ses kısıklıkları, bozuklukları, gece öksürükle uyanma gibi veya gibi semptomlar bunun ötesinde de yutma güçlüklerinin ve kanamaların olduğu alarm edici semptomlar gibi semptomlarla, bulgularla