Memenin Selim Tümörleri
FA’nın tanısı ince iğne aspirasyon biopsi veya tru...
Çok sayıda memebaşı-areola kompleksi olmasına politelia, çok sayıda meme oluşmasına –polimastia adı verilir.En sık aksiller bölgede görülür. Meme başı ve areolanın oluşmamasına atelia memenin oluşmamasına amastia denir. Memenin tam gelişmemesi ve küçük kalmasına hipomastia adı verilir.
Hipomastia veya amastia ile birlikte pektoral kasların veya diğer torakal bölge kaslarının yokluğu, el ve kolda anomaliler kostokondral bileşke anomalileri ile birlikte giden doğumsal anomali, Poland Sendromu olarak tanımlanmıştır.
Puberte çağında memeler eşit şekilde büyümeyebilir. Sebebi belli olmayan bozukluklara idiopatik asimetri adı verilir. Bu hastalarda ya bir meme hipoplaziktir veya diğeri aşırı büyümüş olabilir. Bir veya iki memenin puberte sonrası aşırı büyümesi östrojen hormonuna doku düzeyinde aşırı duyarlık ile açıklanmak istenmiştir. Bu tür meme büyümelerine Virjinal hipertrofi adı verilir. Bazan kendiliğinden geriler. Gerilemeyenlere 18 yaşından sonra küçültme ameliyatı uygulanır. Gebelik ve laktasyon döneminde memeler aşırı büyüyebilir ve bu dönem geçtikten sonra da gerilemez. Makromasti-gigantomasti ismi verilen bu bozukluk reduksiyon mammoplastisi ile düzeltilir.
Erkeklerde bir veya iki memenin kadın memesi şeklinde büyümesi jinekomasti olarak isimlendirilir, tam belirlenememiş olmakla birlikte östrojen-androjen dengesizliği olduğu öne sürülmüştür. Erişkin yaştaki erkeklerde görülen jinekomastinin nedeni araştırılmalıdır. Kortizon, cimetidine, uyuşturucu ilaçlar ve maddeler, penicillamine, bazı antiepileptik ilaçlar, böbrek ve karaciğer yetmezliği, jinekomastiye yol açabilir. Bazı testis tümörlerinde tek veya iki taraflı jinekomasti oluşabildiğinden testis muayenesi ve ultrasonografik inceleme yapılmalıdır.
Tek taraflı meme büyümelerinde erkeklerde de meme kanseri görülebileceği hatırlanarak bu yönde mamografi ve ultrasonografi ile inceleme yapılmalı, gerekirse ince iğne veya tru-cut biopsi uygulanmalıdır.Pubertede oluşan jinekomasti genellikle 6-12 ay içinde geriler. Gerilemeyen hastalarda cerrahi olarak ve/veya liposuction ile büyümüş gland çıkarılmalıdır.
Meme infeksiyonları sıklıkla laktasyondaki kadınlarda görülür. Meme başındaki çatlaklardan ve süt kanallarına giren bakteriler infeksiyona neden olur. Laktasyon başladıktan 3-4 hafta sonra memede şişlik, kırmızılık, ağrı ve hastanın ateşinin yükselmesi ile ortaya çıkar. Penicilline veya cephalosporine ile tedavi edilirler. Sıcak kompres uygulanması önerilir.
Abseleşen olgularda her bir abse tek tek drene edilmeli. Ayrıca geniş spektrumlu antibiotikler uygulanmalı, laktasyon durdurulmalı ve meme özel süt sağıcı pompalar ile boşaltılmalıdır.
Kronik meme infeksiyonları: Tüberküloz, yüzeyel ve derin mantar infeksiyonları, sifiliz gibi nedenlerle olur.
Mondor Hastalığı: Memenin ve göğüs duvarının yüzeyel venlerinin tromboflebitine verilen isimdir. 2-6 hafta içinde kendiliğinden gerileyebilir. Salisilat ve antiinflamatuvar ilaçların olumlu etkisi vardır. Meme kanseri ile ilişkisi saptanmamıştır.
Meme ağrısı anlamına gelir. Gerçek nedeni çok iyi bilinmemekle birlikte östrojen-progesteron dengesi bozukluğu, prolaktin fazlalığı veya salgılanma ritminde bozukluk, duktus ektazisi, büyük gergin cidarlı kistlerin varlığı başlıca nedenler arasınadır.
İki farklı tipte ağrı tanımlanmıştır: 1- Siklik ağrılar, 2- Nonsiklik ağrılar. Siklik ağrı, genellikle menstrual periodun 2 yarısında şiddetlenen ve reglin başlaması ile azalan veya kaybolan ağrılardır. Nonsiklik ağrıların menstrual period ile ilgisi yoktur. Daha keskin ve sınırlı ağrılardır.
Fibrokistik değişiklik; mikroskopik veya büyük kistler (çapı 3 mm’den büyük), apokrin metaplazi, epitelial hiperplazi, adenozis ve fibrozis ile karakterize bir hastalıktır. 25-50 yaşlar arasında, prodüktif çağdaki kadınlarda görülür. Hastaların çoğunda premenstrüal dönemde başlayan ve menstrüasyon ile azalan meme ağrısı, memelerde şişme, ele gelen kitleler, başlıca şikayetlerdir.
Tanı, ultrasonografide düzgün sınırlı ince cidarlı kistlerin görülmesi ile konur.
Memede saptanan nonproliferatif ve proliferatif lezyonlar taşıdıkları meme kanseri riskinin derecesine göre sınıflandırılmışlardır (Tablo 1). Fibrokistik değişikliğin kesin bir tedavisi yoktur. Hastalar kafeinsiz diyetten, doymuş yağların azaltıldığı beslenme şeklinden, stres faktörünün azaltılmasından yararlanabilirler.
Karsinom Saptanmayan Meme Dokularının Histolojik İnceleme Esasına Dayanan Rölatif İnvazif Meme Kanseri Riskine Göre Sınıflandırılması ( Tablo 1 )
Düşük Risk (Risk yok)
Orta Derecede Artmış Risk (4-5 Katı)
Yüksek Risk (8-10 Katı)