Tiroid Kanserleri
Endokrin sistem kanserlerinin en sık görüleni over...
Tiroiditler tiroid bezinin enfeksiyonlarıdır.
Yaygın olamamakla birlikte ani boyun ağrısı, disfaji, ateş, terlemeyle karakterize bakterilerin yol açtığı piyojenik bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastaların tedavisinde yüksek doz antibiyotik verilmeli, apse formasyonu varsa direnaj uygulanmalıdır.
1.Subakut granulomatoz tiroidit
Tiroid bezinin akut veya subakut olarak oluşan nonsüpüratif inflamasyonudur. Etyolojide daha çok viral kaynaklı olduğu ileri sürülmektedir ve bunu destekleyen deliller mevcuttur.
Tiroid bezi tamamı ile veya asimetrik olarak büyümüştür. Hastalarda birden bire gelişen halsizlik, ateş, tiroid glandının bulunduğu bölgede ağrı, yutkunmada zorluk, ses kısıklığı saptanabilir. Geçici hipertroidite bağlı çarpıntı, terleme, titreme, sinirlilik oluşur.
Laboratuvar bulguları olarak kanda tiroid hormonlarının artması ile birlikte TSH düzeyi düşer, yüksek sedimentasyon karakteristik bulgudur. Sintigrafi ve ultrason tanıda yardımcı olur. İAB ile hastalığın tanısı kesinleştirilir.
Tedavide salisilatlar (aspirin), nonsteroid antienflamatuar ilaçlar, ileri vakalarda ise kortizon kullanılabilir. Hiper tiroidi bulgular varsa hastalara betabloker verilir.
2.Subakut lenfositik (ağrısız tiroidit)
Subakut ağrısız tiroditler geçici tirotoksikoz ile seyreden ve sıfır sintigrafi ile tanımlanan bir hastalıktır.
Hastaların çoğunda otoimmunite ilgili bulgular mevcuttur. Bazı otoimmun hastalıklarla birlikte (Hashimoto, Addison, Sjögren Send) bulunabilirler.
Başlangıç döneminde aşırı parçalanan foliküllerden açığa çıkan hormonların etkisiyle T4 ve T3 konsantrasyonları yükselir buna bağlı olarak TSH düşük kalır. Hastaların % 25’inde antitiroglobulin antikorları, % 60’ında ise antitiroid peroksidaz antikorları tesbit edilir. 2-4 hafta sonra tiroid fonksiyonları normale dönebilir. Hipotiroid dönem 10 hafta kadar sürebilir. Nadiren hipotiroidizm kalıcı olur.
Tedavide antitiroid ilaç kullanımı yoktur. Zira hipertiroidinin sebebi yeni yapılan hormon değildir. Hipertiroidi semptomları hastayı rahatsız ettiğinde beta blokerler kullanılır. Antienflamatuar ve kortizon kullanılması hastalığın semptomlarını azaltır.
Kronik tiroiditler Hashimoto tiroiditi(lenfositer tiroidit) ve Riedel tiroiditi (fibröz tiroidit) olmak üzere iki tip olmasına rağmen spesifik enfeksiyonların oluşturduğu (tüberküloz ve sifilis) kronik tiroiditler görülebilir.
Otoimmun bir hastalık olup ve en sık görülen tiroidit şeklidir. Otoimmun bir hastalık olduğundan kronik otoimmun tiroidit olarak isimlendirirlir.
HT tiroid bezi difuz olarak büyümüş ve serttir.
HT daha çok orta yaş (30-50) kadınlarda görülür. Hastalık çoğunlukla asemptomatik olmasına rağmen bazı hastalarda guatr gelişmesi, halsizlik, saç dökülmesi, kolay yorulma gibi hipotiroidi semptomları görülür.
HT ile tiroid kanseri ve lenfoması arasında bağlantı birçok araştırıcı tarafından ileri sürülmüştür. Bu oran % 1-23 arasında değişmektedir.
Hipotirodinin en sık nedenlerinden birisi Hashimoto tiroiditidir. Serum tiroid hormon düzeyleri düşük TSH seviyeleri yüksek kalması durumunda hormon replasmanı yapılmalıdır. Hashimotolu hastaların sadece % 20’sinde hipotiroidi tespit edilir.
Hashimoto tiroiditinin ilk tedavisi medikaldir. Ancak cerrahi tedavinin indikasyonları özel durumlarda olmaktadır.
Hashimoto tiroiditi olan hastalarda ameliyat sonrası tiroksin tedavisi devam etmelidir. Çoğunlukla tedavi ömür boyu devam eder. Uzun tedavilerde özellikle kadınlarda osteoporoza dikkat edilmelidir.
Hastalık ilk defa Riedel tarafından 1896’da tanımlandırılmıştır. Tiroiditlerin en az görülen şeklidir.
Hastalık kadınlarda 3 misli daha fazla görülür. 30-60 yaşları arasında daha çok görülür.
Hastaların tiroidi oldukça sert, çevre dokulara yapışık, kanserle çok karışan bir görüntüsü vardır.
Hastaların tedavisinde cerrahinin yeri yoktur. Ancak bası semptomları ve kanser tanısı olduğunda cerrahi tedavi seçilmelidir.